17 Şubat 2009 Salı

Güzel Bir Cuma günü



Hayatın dar sokaklarında koştururken bugün düşler sokağından geçtim.
İlk kez caddeleri güzel ,insanları neşeli, havası temiz dünya mükemmel bugün.
Neyin peşindeyim biliyorum,bilmemezlikten geliyorum.Ama o biliyor.
Kadıköy de biliyor,kaldırımlarda,lambalarda,içim haykırıyor adeta.
Kalp taşıdığımı ben bilmiyormuşum,göremediğimden değil hissedemediğimdenmiş meğer.
Herkes anlayışlı bugün bana yada ben çok samimiyim onlara,sohbetler tatlı daha başka.
Konuştuğum her esnaf,adres sorduğum her insan,karanlık,ıslak caddeler bile.
Kendime engel olamıyorum bugün ilk kez isteyerek ve çıldırırcasına bulana kadar.
Doktorun en zor ameliyatı,oyuncunun en dramatik sahnesi,şairin satırlarda kaybolması kadar gerçek.
Bir yanda ben diğer yanda bana sırıtan kader,sonunu bilmiyorum ve sadece anı yaşıyorum.
Bugün günlerden neydi? durdum tarihe baktım,Cumaydı , 13 şubat ama aynı şubatlar gibi değil aksine saatler daha hızlı,her dakikanın ayrı bi tadı vardı.
Tekrar tekrar geçtim aynı sokaklardan,saksofon sesleri eşlik ediyordu akşama,ama aklımda tek bi film oynuyordu.
Düşüncelerinin şekil verdiği,düşlerimdeki hediyeyi şuanki özlemimle verebilmekti.
Kader cilvesini yaptı ,hangi dükkana,mağazaya ,hangi sokağa baktıysamda bir türlü bulamadım ,bulduklarımsa hatırı sayılır konuşmalardı.
Ya çok erken davrandım belkide çok geç kaldım,aklım dolu ama ellerim boştu.
yağmur izin vermedi üzülmeme felekten bi yağmur damlası bıraktı yüzüme,o da beni serinletsin diye.
yinede üstümde tatlı bir yorgunluk,başımda yağmur,elimde çanta,içimde deprem.
Dönerken bir vitrinin camında yüzümü gördüm,bir şeye ilk kez anlam vermeye çalışan çocuklar gibi biraz da tebessüm etmiş bi halde bakarak ;
Ne yapıyorum ben ? bu dünyayı kenara bırakıp,yeni bir dünyaya adım attıran.
Limanı belli olmayan bir gemide kalpten bir pusulayla harikalar diyarına yolculuk yaptıran.
Yüzüne bile daha görmediğim bir güzelin hayalini kuruyordum.O da bilip aptal diyordu belkide.
Kahkahalar atıp yürümeye devam ettim,bu kez umudum kırık ama toparlanacak gücüm hala var.
Mantığın tokatı sert oldu ama haklıydı.Neyin hayali neyin düşüncesi, ortada ne vardı ki ?
Utanmasam onu gidip isteyecek cesarete sahipmişim gibi gerçektende aklım yerinde değildi.
Bu kez gülümseyebildim.Yıllanmış şarapların,fırından yeni çıkan ekmeğin kokusunun,beklenilen sözleri duymanın ötesinde fevkalade bir histi gülümseten.
Biliyordum olsun ya da olmasın o herşeye rağmen buna değiyordu. Bigün o gidecek.Belki bi uçakta,belki İstanbul'da,belki başka bi yerde elini tutucak mükkemmel aşkın.Hatırlamıcak bu adamı,hatra değer bişilerim var mı ?Belkide şans bana güler ya da güler geçer.
Gökyüzünde bir şeylerin sesini duyar gibiyim.Yoluna devam et Can,bunlar hayatın en güzel cilveleri belkide,
Teşekkür ediyorum hayata,yıllar öncesinde beni o arkadaşla tanıştırdığı için,güzel şeyler yaşattığı ve yaşatmaya devam ettirdiği için...

Herşey tadında güzeldir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder