18 Eylül 2009 Cuma

Susuyorum hemde avazım çıktığı kadar.


Her geçen gün değerini kaybettiğim dünyada , hala bu dünyayı yaşamaya değer kılan şeylerin olduğunu bilmek güzel,çirkin olansa kaybedince değerini anlamak,zamana ve bize değer katan o şeyleri.Belkide gerçek anlamını bilmeye bile layik olmayan,üstüne üstün birde anlam karmaşası yaratan zamansız yolcularla beraber aynı zamanı paylaşmak zorunda hisseder gibi.Nasıl elmas dünyanın en değerli madeni ise insanında en değerlisi sevgide zaman,koşul ve sınır tanımayan.biri somut diğeri soyut olan şeyler birbirlerine çok yakın anlamları taşıyolar.Ve en güzelide bu ikisini bütünleştirip taşımasını bilenler var.Elmasdan kalbi olanlar.Kimimiz onu bulmak için yollara düşerken,kimisi kola takılan saat kadar basit olduğunu sadece zamana bakıp zamanın ne kadar hızlı yada yavaş geçtiğini iddaa ederler.Hiçbir zaman değişmeyecek olan kanunla beraber zaman kaybı yaşamaya devam edeceğiz ta ki değerli olan bu zamanı kullanma şansımız bitene kadar.An gelir ona zamandan fazlasını veririz ve onun için en değerli zamanın birlikte geçirilen güzel zamanlar olduğunu hatırlatıcak izler bırakırız.O izler tende kalıp kalbe geçmediği sürece o süreçte anlamı kaybeder fikrimce.Kimse bi fikir sahibi olmak istemiyor neyin değerli olduğu konusunda ya da fikirler uyuşmuyor değer vermek ya da almakla ilgili.Bi taraf zamana anlam katmak isterken,diğer taraf belkide sadece zaman geçirmek niyetinde.Kimse değerinin farkına varamasa bile başka bir şeyin farkına varmak zorunda kalıcak.Güneşli görünen bugünlerde ya ayrılık gölgesi vurucak akşamlara ya da her mevsime hazırlıklı olmak gerekecek.İklimler söylendiği gibi geçmiyor herzaman çünkü dengeler bozuk.Zaman herşeyi düzeltmek yerine törpülüyor geçmişi,geleceğe zemin hazırlamak için,her törpüde temeli sarsıyor gittikçe.Neyin doğru neyin yanlış olduğu anlışılamadığı gibi.O binlerce anıyla meydana gelen aşkın en saf haliyle tohumlanmış,gözyaşı ile filizlenmiş bu dev çınar olma yolunda görünen tutku ağacının korumanın yolu belkide köklerinden kurtulup başka bir yerde filizlenmeye devam etmiş olması.Ama toprakda biliyor ki o ağacın yerini hiç bir şey dolduramayacak.Ne esen rüzgarler örtecek üstünü ne de yabani otlar ayrılacak dibinden.An gelicek o bir damla gözyaşına yalvarıcak,kuraklığını gidermesi için.Zaman geçicek.Mevsimler gececek.Yaprakları uçuşucak ve toprağın üstündeki o boşluğu örtecek.Bu sefer düşen gözyaşı damlası değil,yeni tohumlar olacak,Toprak sarıcak tohumları,güneşi beklicek,yağmurları çağıracak o tutku agacını yeniden yeşertecek.Çünkü en değerli şeyin birlikteyken geçirilen zamanlar olduğunu ve bu zamanda onun bi benzeri olmadığını biliyor.Hiçbir kökü tutmayı beceremiyor.yada hiç bir kök toprağı derinlemesine işleyemiyor.Belkide filizlenmeyi bekleyen yeni bir tohumun temelleri atılmayı bekliyor.Zaman kaybı,soğuk iklimler ve gözyaşı yerine Sonsuzluk,sevgi ve duygu seli ile birlikte can bulacak.En değerli zamanlar,zamanı unuttuğumuz anlardır.